SAMSUN

BBP'li Öznur: Polislerimizi Tahliye olan KCK'lılar Şehit etti.

Büyük Birlik Partisi (BBP) Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Araştırmacı – Yazar Hakkı Öznur, Bingöl Emniyet Müdürüne yönelik yapılan saldırıyı tahliye edilen KCK militanlarının yaptığını söyledi.
------------------
Terör örgütü PKK’nın Kobani eylemlerini bahane ederek şehirleri karıştırdığını hatırlatan Öznur, “KCK’nın suikast girişimleri ve şehirlerdeki eylemleri sonrası hükümet İmralı canisine sarılmıştır. İmralı’dan Kandil’den medet ummuştur” dedi.

Hakkı Öznur, partisinin Kayseri il teşkilat binasında basın toplantısı düzenledi. Öznur, terör örgütü PKK ve onun yapılanması olan KCK’nın IŞİD protestoları sırasında çıkan olaylarda zarar gören işyerlerinde inceleme yapan Bingöl Emniyet müdürüne suikast girişiminde bulunduklarını hatırlatarak, şunları söyledi; “Suikast girişimde Emniyet Müdür Yardımcısı Atıf Şahin ve koruma ekibinden Komiser Hüseyin Hatipoğlu şehit olmuştur. İl Emniyet Müdürü Ürker ve polis memuru Uğur Atlı yaralanmıştır. Terör örgütü PKK'nın silahlı kanadı HPG, Bingöl’de iki polisimizin şehit düştüğü saldırıyı kendilerinin yapmadığını, söz konusu saldırının, PKK 'Merkez' talimatı olmadan yerel unsurların kendi inisiyatifiyle yaptıkları eylem demiştir. Terör üssü Kandil ve uzantısı HDP, 'PKK yapmadı, Provokasyon' diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar. Geleneksel PKK yalanı, dezenformasyonu devam ediyor. Bingöl suikastını planlayanların KCK davasından yargılanıp dışarı çıkan PKK’lı hainler olduğu ortaya çıkmıştır. Avrupa Gladyosu’nun maşası, PKK/HDP’li hainler, hem suikast girişiminde bulunuyorlar, hem de 'biz yapmadık' diyerek inkâr etmeye çalışıyorlar.”
Hakkı Öznur, KCK operasyonları durdurulunca rahatlayan, bir kısmı tahliye olan terör yapılanması KCK’nın kilit isimleri Kobani eylemlerini yönettiğini ve organize ettiklerini ileri sürdü. Öznur, Kobani eylemlerinin Amerika’da yazılıp uygulanmaya konulduğunu ifade ederek, “Kobani eylemleri sonrasında şehirlerimiz yakıldı. Sokağa çıkma yasağı uygulandı. Ancak eylemler sonrasında çözüm süreci adı altında Türkiye’nin çözülmesi olan plan yapanlardan İmralı canisi hükümetin kurtarıcısı oldu. Hükümet eylemlerden sonra İmralı canisine sarılıp olayları durdurmaya çalıştı” diye konuştu. CİHAN
Cihan
» Devamını Görmek İçin Tıklayınız «

İsmini gizleyen AKP'li bir vekil: AKP çözüm sürecine oy için devam ediyor dedi!

BBC muhabiri Paul Moss, İstanbul'da bir dizi yetkiliyle görüşerek, Kobani odaklı Doğu'da meydana gelen vakaları ve çözüm sürecinin araştırdı.  Moss'un İstanbul'da görüştüğü AKP- AK Parti 'den üst düzey bir mebus -ismini vermemek kaydıyla- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve partisinin Kürt politikasını sert biçimde eleştirdi.

Kimliğini saklayan AKP- AK Parti mebus , BBC'ye yapmış olduğu duyuruda '' Devletin Terör Örgütü PKK 'ya saldırma kararını ne sebepten almakta olduğunu anlamak çok fazla güç . Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kürt sorununu çözmeye değil, oylarını artırmaya odaklanmış durumda. Sulh sürecinin yakın zamanda çökebileceğine inanıyorum. Bu ise ülkeyi kargaşaya sürükleyecektir'' diye belirtti .
http://www.arcaajans.com/haber/guncel/akp-ak-parti-li-vekil-cozum-sureci-oylari-artirma-amacli/461244/
» Devamını Görmek İçin Tıklayınız «

Dengir Mir Mehmet Fırat: Türkiye 1990'lı yıllara dönüyor!

1990'lara mı dönüyoruz? 1990'lara çoktan döndük şimdi Cumhuriyet öncesine doğru gidiyoruz!
--------------
HABER: Fırat, “1990’lı yıllara dönüyoruz. Siz evrensel hukuk kaidelerinden kaydığınız süreç içerisinde hukuk sizi keser. Hukukun öyle bir özelliği vardır. Yani, hukukla oynanmaz.” dedi.

AK Parti’nin kurucuları arasında yer alan ve bir dönem AK Parti Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Dengir Mir Mehmet Fırat, yeni yargı paketinden sonra aynı yönde başka yasaların geleceği uyarısında bulundu. Türkiye’nin otoriter bir yapıya evrildiğini ifade eden Fırat, hükümetin bir dönem Hizmet Hareketi’ni ocaktaki kızgın kestaneleri toplamak için ‘kullandığını’ sonrasında ise hedef haline getirdiğini söyleyerek cemaatin ‘terör örgütü’ ilan edilmesi durumunda buna şaşırılmaması gerektiğini belirtti.

Dengir Mir Mehmet Fırat, Meclis’e sunulan son yargı paketi için ’Bir felakettir’ nitelendirmesinden sonra “Türkiye’nin başına gelen en büyük felaketlerden birisidir bana göre. 2003’ten itibaren AK Parti olarak Avrupa Birliği (AB) müktesebatını kabul etmeye başladık. Özgürlüklerin önünde bazı şeyler kaldırıldı. Hepsi kalktı mı? Hayır. Bazı demokratikleşme adımları atıldı. Türkiye tam demokratikleşti mi? Hayır. Şimdi oradan bir geri dönüş var. 1990’lı yıllara dönüyoruz.” diyerek bunun bir çözüm olmadığını belirtti. Geçmişte gerçekleşen darbelere işaret ederek cezaları artırma yoluyla toplum mühendisliği yapmayı Türkiye’nin birkaç kez yaşadığını ifade eden Fırat, “Bunların fayda vermediğini ancak kan, gözyaşı, geri kalmışlığa sebep olduğunu gördük. Siz evrensel hukuk kaidelerinden kaydığınız süreç içerisinde hukuk sizi keser. Hukukun öyle bir özelliği vardır. Yani, hukukla oynanmaz.” dedi.

‘BUNUN ARKASINDAN AYNI YÖNDE BAŞKA YASALAR GELECEKTİR’

AK Parti Hükümetinin son getirilen özgürlükleri kısıtlamaya yönelik yargı paketi ile yetinmeyeceğini kaydeden Fırat, “Yalnız burada kalacak mı? Ben zannetmiyorum. Bunun arkasından aynı yönde başka yasalar gelecektir. Allah, encamımızı hayır etsin diyorum bu konuda.” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kırmız Kitabın yeniden düzenleneceğine dair beyanlarını hatırlatan Fırat, “Daha önce PKK bunun içerisindeydi. Dini gruplar vardı, onlar çıkartılmıştı. PKK kalmıştı, herhalde onun yanına bir de ‘paralel yapıyı’ de ekleyecekler. Belki de ‘terör örgütü’ olarak ilan ederlerse pek hayret etmemek lazım. Bu da var ilerde, öyle tahmin ediyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

‘OCAKTA KESTANE KALMAYINCA HEDEF HALİNE GELİNDİ’

Fırat, Ergenekon sürecinde hükümetin ‘paralel yapı’ diyerek şikâyet ettiği kesim için “(Hükümetin)Ocağın üstündeki kestaneleri birilerine toplatması gerekiyordu. Onun için evrensel hukuka uygun olmayan yapılanmalar meydana getirildi. Denetlenmesi mümkün olmayacak şekilde yetkiler verildi. O gün ben yine karşı çıktım, bunun yanlış olduğunu söyledim.” şeklinde konuştu. “Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ya da daire başkanlıklarına Pensilvanya’dan atama yapılmadı ki.” diyen Fırat, bu atamaların üçlü kararnamelerle yapıldığına dikkat çekti. Fırat, son dönemde hükümet kanadının cemaate yönelik sert tavrını ise şu sözlerle özetledi: “Şimdi kalkıp, ocak üstünde kestane kalmayınca başka yerde kestane aramaya kalkınca hedef haline gelindi. Orada da bir hukuksuzluk, haksızlık yapıldı. Niye? Çünkü, anayasaya göre her Türk vatandaşın haklarından birisi de devlette görev alma hakkıdır.” Bunun anayasal bir hak olduğunu vurgulayan Fırat, kişilerin inanç, mezhep ya da etnik aidiyetlerini devlete aksettirmemek şartı ile devlette çalışma hakkına sahip olduğunu vurguladı.

‘TÜRKİYE, BUGÜN OTORİTER BİR YAPIYA SAHİP’

Dengir Mir Mehmet Fırat, bir partinin genel başkanı ya da milletvekillerinin uygunsuz görüntülerinin internette yayınlandığında birileri meydanlarda “Bu özel hayatla ilgili değildir, siyasetçinin özel hayatı yoktur” derse ve onun faillerini bulmazsa, kendisiyle ilgili kasetlerin çıktığında bağırma hakkının olmadığını savundu. Türkiye’de 12 Eylül darbesinin ürünü olan liderler sultasına izin veren hukuksal düzenlemelerden kaynaklanan sıkıntıların yaşandığına dikkat çeken Fırat, günümüz Türkiye’si için “Otoriter bir yapıya sahip şuanda” tespitinde bulundu.

‘VATANDAŞIMIZ DEMOKRASİYİ DAHA ÖZÜMSEMEMİŞ, ÜMİDİM YOK’

Türkiye’nin otoriter bir yapıya evrildiğini kaydeden Fırat, bununla beraber vatandaşların demokrasiyi özümsemediğinden söz ederek “Bir yandan da ümidim yok” diye konuştu. Fırat, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Vatandaşımız demokrasiyi özümsememiş daha. Entelektüellerimiz dahil olmak üzere. Kendisine ihtiyaç duyduğu miktarda demokrasi, kendisinin ihtiyaç duyduğu miktarda da özgürlüktür. Bunun haricinde çok da ilgilenmez. Kamuoyu yoklamalarına özgürlükler ve demokrasi 16 .- 17. sırada gelir önem sıralamasında. Ekonomik sorunlar daha baştadır. Geçim sıkıntısı falan ondan sonra da terör gelir o dönemde terör artmışsa. Bağımsız yargı olsun mu? Bu insanların çok gündeminde değil. Bu demokrasi kültürü ile ilgili bir konu.”

(CİHAN)
» Devamını Görmek İçin Tıklayınız «

CHP, sıfırlanan yolsuzluk soruşturmasını protesto edecek!

17 ve 25 Aralık davaları konusunda mahkemenin verdiği takipsizlik kararı, CHP'yi harekete geçirdi. CHP, 81 ilde protestoya hazırlanıyor.

CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, tüm CHP örgütlerinin 81 ilin tümünde Pazartesi günü saat 11.00'de Adliyelere giderek, siyah çelenk bırakacaklarını söyledi.

"Herşeyin suç, sadece yolsuzluğun suç olmadığı bir Türkiye'de yaşar hale geldik" diyen Tekin şöyle konuştu: "CHP, pazartesi günü 81 ilin tümünde, saat 11.00'de adaletin kara gününü vurgulamak için, adliyelerin önüne birer tane siyah çelenk bırakacak. Eyleme, çok sayıda milletvekili, parti yöneticilerimiz ve CHP örgütü katılacak."

"TORBA YASA DEĞİL, TELAŞ YASASI"

Hükümetin TBMM'ye getirdiği, özellikle yargılama ve soruşturma usullerinde değişiklik içeren torba yasa teklifini de eleştiren Tekin, bu teklifi "telaş yasası" olarak nitelendirdi.

"TBMM'ye getirilen teklif, iktidarın anlattığı gibi bir reform değil, bir telaş yasasıdır. İktidarı kurtarma yasasıdır" diyen Tekin, hükümet üyelerinin reforma Alman yasalarındaki benzer maddelerin alındığına ilişkin sözlerini de eleştirdi.

Tekin şöyle konuştu: "Madem ki Alman modeli sunuyorsuz, gelin Almanya'nın bütün hukuk sistemini hayata geçirelim. Alman modeli alacaksanız, Almanya'da Cumhurbaşkanı'nın istifa edip yargılandığı modeli alın. Oğlunu helikoptere bindirdiği için istifa eden Alman Bakan'ın modelini alın. Eğer bunları yaparsanız, ne 17-25 Aralıklar olur, ne çetelerden, ne de tapelerden korkunuz olur."

"PARAYI SIFIRLAYAMAYANLAR, DOSYALARI SIFIRLADILAR"

Tekin, mahkemenin 17 ve 25 Aralık davaları için aldığı takipsizlik kararını, "parayı sıfırlayamadılar, dosyaları sıfırladılar" sözleriyle eleştirdi.
» Devamını Görmek İçin Tıklayınız «

İşte Hükumetin müzakere yaptığı pkk! O vahşetinin görüntüleri!




Hükumet böyle canilerle müzakere masalarına oturuyor ve yol haritaları çiziyor buna da çözüm diyor!
---------
HABER: Kobani bahanesiyle sokağa inen PKK yandaşları, kurban eti dağıtan 4 genci, linç ederek öldürmüştü. STAR’ın gündeme getirdiği olayın kamera görüntüleri vahşeti gözler önüne serdi.

Kurban eti dağıtan 5 genci bir apartmanın 3. katında sıkıştıran PKK’lılar, 4 gence işkence ettikten sonra 4. kattan aşağıya attı. Aşağıdaki PKK’lılar da ellerindeki sopa ve taşlarla lince devam etti. Görüntülerde ayrıca Yusuf Er’in karga tulumba çıkartıldığı, önce tekme, ardından da sopalarla dakikalarca dövüldüğü görülüyor.

HDP’NİN çağrısı üzerine ortalığı savaş alanına çeviren PKK yanlıları, bayramın 4. günü fakirlere kurban eti dağıtan lise 3. sınıf öğrencisi Yasin Börü, Hasan Gökgöz, Riyad Güneş ve Hüseyin Dakak’ı “IŞİD’ci olduğu” iddiasıyla linç ederek öldürmüş, Yusuf Er’i de işkence ettikten sonra ‘ibret olsun’ diye yaralı olarak bırakmıştı. PKK’lıların IŞİD’le yarıştığı vahşeti tüm ayrıntılarıyla yaralı olarak linçten kurtulan Yusuf Er’in ağzından Türkiye’nin gündemine getirmişti.

Böyle vahşet görülmedi

PKK’lılarca işkence edildikten sonra ibret olsun diye 17 bıçak 2 kurşun yarasıyla yaralı olarak bıraktığı Yusuf Er, arkadaşlarının öldürüldüğü vahşeti şöyle anlatmıştı: “PKK’lılar, kurban eti dağıtırken bize saldırdılar. Saklandığımız evde 4 arkadaşımı önce silahla vurdular... Sonra boğazlarını kesmeye çalıştılar... Dakikalarca bıçaklayıp 3. kattan attılar... Yerde üzerinden arabaile geçtiler... En sonunda başını taşla ezerek öldürdüler...”

Yusuf’un anlattıklarının kanıtı

Yusuf Er, “Beni sürükleyerek 3. kattan indirdiler. Kapıdan çıkarken önce biri tekme attı, sonra yine sopalarla vurmaya başladılar. Sonra bir büyükleri ‘bırakın’ dedi, bıraktılar” demişti. star’ın ele geçirdiği amatör bir kamerayla çekilen görüntülerde binadan aşağı atılan gençler aşağıda gözü dönmüş bir grup tarafından sopalarla dövülerek linç ediliyor. Gece karanlığında çekilen ve linç anını gösteren görüntülerde saldırganların Yusuf Er’i ise yaralı bir şekilde dışarı sürüklediği anlaşılıyor.

Başta IŞİD elemanları sandım

Görüntüleri çeken ve güvenliği için isminin açıklanmasını istemeyen bir vatandaş, “Olay anında ordaydım. Başta IŞİD elemanlarını linç ediyorlar sandım. Ancak sonra anladım ki bunların IŞİD’le alakası yok. Meğer o mahallenin çocuklarıymış. Çok üzüldüm ve katillerin bulunmasına faydası olur diye görüntüleri paylaşmaya karar verdim. Benim dışında başkaları da çekiyordu. Umarım onlarda ellerindeki kayıtları getirip paylaşırlar. O vahşet gözümün önünden gitmiyor. Çok üzgünüm” dedi.

Yabancılar da linç edildi

Kobani bahanesiyle sokakların savaş alanına çevrildiği olaylarda, PKK’lıların saldırısı sonucu 34 kişi hayatını kaybetti, 2 polis şehit oldu, yüzlerce vatandaş da yaralandı. PKK’lıların yapmış olduğu en korkunç saldırılar ise Diyarbakır ve Kızıltepe’de yaşanmıştı. Diyarbakır’da kurban eti dağıtan 4 genç linç edilerek öldürlürken, Mardin Kızıltepe’de ise biri Suudi arabistan vatandaşı biri deSuriye’deki katliamlardan kaçan ve bayram için Mardin’e gelen 2 kişi paraları alındıktan sonra linç edilmişti.
» Devamını Görmek İçin Tıklayınız «