SAMSUN

Ülkü Ocaklarından “Hedef 2023’te Lider Ülke Türkiye Ülküsü ve Ülkücü Gençlik” konferansı.

Narman Ülkü Ocakları başkanlığınca “Hedef 2023’te Lider Ülke Türkiye Ülküsü ve Ülkücü Gençlik” konferansı düzenledi. Konferansa MHP MYK Üyesi Prof. Dr. Kamil Aydın, MHP İl Yönetim Kurulu Üyeleri, Ülkü Ocakları İl başkanı Abdullah Kırmacı ve çok sayıda davetli katıldı.

Konferans öncesi ilçeye gelen davetliler Narman Ülkü Ocak Başkanlığını önünde karşılandı. Narman Ülkü Ocakları Başkanlığını ziyaret eden Prof. Dr. Kamil Aydın, Erzurum Ülkü Ocakları Başkanı Abdullah Kırmacı, Narman Milliyetçi Hareket Patisi İlçe Başkanı Seyfullah Kılıç, gençlerle yaptıkları kısa sohbetin ardından Ocak Başkanı Oğuzhan Özcan‘dan çalışmalar bilgi aldılar. Ziyaretin ardından Ocak Başkanı Oğuzhan Özcan ve davetliler Konferans salonuna yürüyerek geçtiler.

Narman Belediyesi Kültür Merkezi’nden gerçekleştirilen konferans Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından Narman Ülkü Ocak başkanı Oğuzhan Özcan’ın selamlama konuşması ile başladı.

Hedef 2023’te Lider Ülke Türkiye konulu konferansta konuşan Prof.Dr. Aydın, “Ülkü ocakları. 50. yılına varmak üzeredir Rahmetli Başbuğ o ülkücü duruşu dava adamı oluşu bu ocakların tütmesine bu ocakların halen daha Bayrak sevgisini, Millet sevgisini ülkü sevgisini aşılamasının devamını görmekteyiz davaya olan ilgiyi işte bu gün bu salonda görmek bizleri memnun etmiştir Allah sizlerden razı olsun işte Ülkücülük bu inanmışlık bu adanmışlık budur. Bir ülke uğruna bir inanç uğruna bir dava uğruna her hangi bir maddiyat gözetmeksizin hasbihal olmaktır” dedi.

Prof. Dr. Aydın’ın yaklaşık 1.5 saat süren konuşmaları zaman zaman alkışlarla kesildi. Sohbet havasında geçen konferansta ilgi yoğun oldu. 
» Devamını Görmek İçin Tıklayınız «

Ülkücüler, Doğu Türkistan'da Uygur Türk'lerine yapılan soykırıma tepki gösterdi!

Çin'in Doğu Türkistan'da Uygur Türk'lerine yönelik kırımı Ülkücüler tarafından ihtarname edildi.

Ardahan Ülkü Ocakları Başkanlığı önünde toplanan bir grup, sloganlar atarak Çin mezalimi lanetlendi. Grup adına bir konuşma yapan Ardahan Ülkü Ocakları Başkanı Ercan Ürker, Doğu Türkistan'da Çin zulmünü kınadıklarını söyleyerek, "Burada insanca yaşamak isteyen kardeşlerimiz, kendilerini, evlatlarını feda etmişlerdir. Vahşete bir an evvel son verilmelidir" dedi.

Ürker, Komünist Çin devletinin binlerce senelerden beri Müslüman Uygur Türklerinin yaşadığı toprakları işgal ettiği yetmezmiş gibi oradaki soydaşlarımızın kültürleri, inançları, ulusal ve manevi bütün değerleri yasaklandığını söyleyerek şöyle devam etti;

''Bilindiği üzere 65 yıldır kızıl komünist Çin devletinin işgali altında olan Doğu Türkistan'da insanlığın gözlerini ve kulaklarını kapattığı birleşmiş milletlerin ilgisiz kaldığı ve İslam dünyasının sırt çevirdiği büyük bir soykırım yapılmaktadır. Kuran okumak yasak, camilere 18 yaş altı çocukların girmesi yasak, memurların ve kadınların girmesi yasak edilmiştir. Kutlu Ramazan ayında memur olan Uyur Türkleri oruç tutamamakta, ibadetlerini yerine getirememektedir. Bunlar yetmezmiş gibi Doğu Türkistan'daki Uygur kızları Çinin iç bölgelerine zorla götürülüp genel hanelerde baskı altında çalıştırılmaktadır. 6yaşındaki Uygur çocukları Çinin iç bölgelerine zorla götürülüp Komünist ideolojiyle yetiştirilip kendi milletlerine hainlik etmeleri sağlanıyor. Çin devleti nükleer bütün denemelerini Doğu Türkistan bölgesinde yapıp oradaki Uygur Türklerinin bir çoğunun kansere yakalanmasına sebep olmuştur. Evli çiftlere en fazla 1 çocuk yapma izni verilip doğanların da zati hastalıklı doğmasını nükleer denemelerle sağlamaktadırlar. Gebe Uygur kadınlarının karnındaki bebekler kürtaj yöntemiyle öldürülüp bir de yamyamca Çin lokantalarına satılmaktadırlar. Tüm bu kırım,zulüm ve soykırım devam ederken milyonlarca Uygur Türkü öldürülmüşken muasır batı dünyası, İslam dünyası en vahimi de Türk dünyası bu kırımı görmezden gelmektedir.İslam ümmeti ve Müslüman devletleri Müslüman Uygur Türklerini umursamamaktadır.Her defasında yeniden kardeşimiz olan Filistin için Mısır için Suriye için sahte göz yaşı döken devletimizin yetkilileri Doğu Türkistan için tek bir kelime bile etmemektedir.Cemaatler,tarikatlar Uygurları ümmetten saymıyorlar Filistinli kardeşlerimiz için Mısır daki Rabia kardeşimiz için sokaklara dökülenler Doğu Türkistan için tek bir reaksiyon bile göstermiyorlar.''

Grup yol ortasına serdiği Çin bayrağın üzerinde geçerek, Çin aleyhine slogan attı.

(İHA)
» Devamını Görmek İçin Tıklayınız «

Takat'da Ülkücüler bölücülerin konserini protesto etti!

Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nde okuyan bir grup öğrenci, bir düğün salonunda konser düzenledi. Karşıt görüşlü öğrencilerin düzenlediği konsere tepki gösteren Ülkü Ocakları üyesi gençler, mensupları toplanarak yürüyüş yapmak istedi. Cumhuriyet Meydanı'ndan Türk bayrağı açarak 'Korkaklıkta ar ilerlemekte şeref var' yazılı pankartla yürüyüş yapmak isteyen ülkücü gençlere polis müdahale etti. Yaşanan kısa süreli gerginliğin ardından İl Emniyet Müdürü Fikri Yalman, Tokat Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yay ile görüşme yaptı. Yapılan görüşmenin ardından grup, "Tokat'ta PKK istemiyoruz" sloganları atarak Taşhan önüne kadar yürüdü. Taşhan yanındaki park önünde basın açıklaması yapan Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yay, Tokat'ta PKK'nın yapılanmasına izin vermeyeceklerini ifade ederek, "BDP'nin düzenlemiş olduğu toplantı adı altında üniversitede ve Tokat'ın içerisindeki yapılanma hamlelerine karşı bu yürüyüşü tertip ettik. Bizlerin derdi milletin ve memleketin birliği bütünlüğü içindir. Bizler Tokatlı ülkücüler ve milliyetçiler olarak BDP'yi ve yapılanmasını burada istemiyoruz. Burası Anadolu'dur, burada PKK'ya yer yoktur" dedi.

Basın açıklamanın ardından grup olaysız şekilde dağıldı. Öte yandan polis, konserin düzenlendiği Meydan Çarşısı çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldı. Polis kentte önlemlerini arttırırken, gergin bekleyiş sürüyor.

» Devamını Görmek İçin Tıklayınız «

14 şubat soruşturma bir terör operasyonundaki çelişki ve bulgulara dayandığı ileri sürülüyor!

İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen "14 Aralık Soruşturması" nın 4 yıl önce, 2010 yılında gerçekleştirilen bir terör operasyonundaki çelişki ve bulgulara dayandığı ileri sürülüyor. Söz konusu operasyon İstanbul ağırlıklı olmak üzere 22 Ocak 2010'da "El-Kaide" ye yönelik düzenlenmişti.

OPERASYONUN ADI 2 GÜNDE DEĞİŞTİ

İddiaya göre 2010 yılındaki bu operasyon "Tahşiyeciler" grubuna yönelik başlatıldı.. Mahkemeden dinleme kararı alındıktan 2 gün sonra resmi evraklarda operasyonun adı "El-Kaide yanlısı Mehmet Doğan grubu" olarak değişti.

İşte bu çelişkinin "14 aralık operasyonu"nda gözaltına alınan şüphelilere yöneltilecek sorulurdan biri olduğu öğrenildi.

"FARKLI" OPERASYONLARDA "AYNI" BOMBA

Günlerdir konuşulan ancak ve bugün operasyonlara dönüşen soruşturmanın delillerden birinin "aynı" sis bombalarının "farklı" operasyonlarda ele geçirildiğinin belirlenmesinin olduğu belirtiliyor. .

AYNI BOMBA HEM ZİR VADİSİNDE HEM BAHÇELİEVLER'DE

2010 yılında gruba yapılan baskınlarda ele geçirilen sis bombasıyla "Zir Vadisi"nde yapılan kazılarda bulunan sis bombasının seri numaralarının aynı olduğu belirtiliyor. Biri "Ergenekon" diğeri "El - kaide", birbirinden çok farklı gruplara yönelik operasyonlarda tek bir bombanın 2 kez bulunmasının "14 aralık soruşturması" nin dikkat çekici delilleri arasında olduğu belirtiliyor. Zir Vadisi'nde bulunan sis bombasının gruba yönelik Bahçelievler'de bir evde yapılan aramada yine bulunduğu iddia ediliyor.

İKİ KERE BULUNAN BOMBA İDDİASI

Yine Kartal'da 2009 yılında bir operasyonda ele geçirilen bir başka el bombasının seri numarasının, bu gruba yönelik düzenlenen operasyonda bulunan bir el bombası ile aynı olduğu belirtiliyor.

GÜLEN'İN TALİMATIYLA YÖNLENDİRME İDDİASI

Öte yandan Hidayet Karaca'nın, Fettullah Gülen'den aldığı talimatlarla "Şefkattepe" ve "Tek Türkiye" dizilerinin temasına müdahale edildiğinin ileri sürüldüğü soruşturmada bazı gazetecilerin geçmiş dönemde yapılan operasyonların başlangıcı ve gelişmesiyle ilgili maksatlı değerlendirmeler yaptığının iddia edildiği ileri öğrenildi.

2010 YILINDAKİ OPERASYON

"14 aralık operasyonları" nın dayandığı belirtilen söz konusu operasyon ve sonuçları dönemin valisi Muammer Güler, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve İl Jandarma Komutanı Dr. Kurmay Albay Hamza Celefoğlu'nun hazır bulunduğu açıklamayla duyuruldu..


57 GÖZALTI, EL BOMBASI, TABANCA

Ankara, Erzurum, Kayseri, Kırıkkale, Muş, Niğde ve Samsun İl emniyet müdürlükleriyle birlikte ortaklaşa düzenlenen operasyonda 57 kişi gözaltına alındı.. Operasyonda, 3 adet el bombası, 1 adet sis bombası, 7 tabanca ile fişek, hançer, kılıç ve örgütsel döküman ele geçirildiği açıklandı.Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sorgulanan şüpheliler arasında Emekli imam Mehmet Doğan da bulunuyordu. Gözaltına alınan Doğan'ın, grubun lideri olduğu ileri sürüldü.

İzmir'de 14 Aralık Operasyonuna Tepki

CHP'Lİ MOROĞLU DESTEK İÇİN ADLİYEYE GELDİ

CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu da İzmir Adliyesi önünde toplanıp, İstanbul merkezli olarak yürütülen 14 Aralık Operasyonu'na tepki gösteren gruba destek verdi. Burada kalabalığa seslenen CHP'li Moroğlu, şunları söyledi:

"İnancınız, cinsiniz, ırkınız ne olursa olsun, haklı davanıza destek olmak için buradayım. Yıllardır, 'Adalet, insan olan herkesin en doğal hakkıdır' diye sokaklarda olduk. 'Özgürlük, insan olan herkese lazımdır' diye her zaman adliye binaları önünde olduk. Sizin özgürlük talebiniz bizim özgürlük talebimizdir düşüncesine inandığımız için buradayım. Bu operasyon Türkiye demokrasisine ve özgürlüğüne karşı yapılmış bir operasyon ve darbedir. Darbeler daha önce yapıldığı gibi silahlı güçle yapılmıyor. Polis, iktidar ve özgürlük kisvesi altında da yapılmaya devam ediyor. Bu operasyonla ilgili arkadaşlarımız Meclis'te üç gün önce sorduklarında, bazen gülen bazen de ağlayan Bakan, 'Umarım olmaz, böyle bir şeye ihtimal vermiyorum' demişti, ama hepimiz biliyoruz ki yolsuzlukların üzerini örtmek için basına operasyon yapılıyor. Basın susturulduğu zaman bilin ki hepiniz susturulmuşsunuzdur. Basın susturulduğu zaman Türkiye'de örgütlenme, inanç, ifade ve gösteri özgürlüğünün bir anlamı kalmaz. Umarım Türkiye bu beladan 2015'te kurtulur. Türkiye'nin bu beladan sadece bir kesimin gücüyle kurtulamayacağını bilmemiz gerekiyor. Artık Türkiye'de vicdansızlar bir tarafta vicdanlılar bir tarafta olacak. Biz her zaman vicdanlıların tarafındayız. Bugün Başbakan olanlar, bugün Cumhurbaşkanlığı kisvesi altında diktatörlük yapanlar, bu apoletleri söküldüğünde hiçbir şey olmadıklarını anlayacaklar."

CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu'nun destek ziyaretinin ardından ayrılırken, adliye önünde bekleyenler de akşam saatlerinde dağıldı.

Davutoğlu'ndan operasyon yorumu: Beklesinler

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Şimdi, bugün o paralel çeteyle ilgili yürütülen soruşturma çerçevesinde bir takım adımlar atılınca yine onlardan önce Kılıçdaroğlu konuşuyor. Çünkü onların kültüründe vesayet var. 'Hiçbir şeyden korkmuyoruz' diyenler, 'her şey açıklansın' diyenler, niçin bugün telaş içindeler? Neden bir takım yaygaralarla, bir takım şüphelerle yürütülen bir soruşturmayı etkilemeye çalışıyorlar. Beklesinler." dedi.

Ahmet Davutoğlu, partisinin Adıyaman 5. Olağan Kongresi'ne katıldı. Kongrede partililere seslenen Davutoğlu, Osmanlıca tartışmaları sırasında kullandığı ifadeler nedeniyle eleştirdiği CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu özür dilemeye çağırdı.

17-25 Aralık operasyonlarıyla AK Parti'ye komplolar kurulduğunu öne süren Davutoğlu, "Bu komplolar üzerinden bürokrasiye sızmış olan bir paralel çete, bürokrasi içindeki bağlantılarıyla, dışarıdaki irbatlarıyla, yurt dışındaki bağlantılarıyla, milli iradeyle iktidara gelmiş olan AK Parti'yi ve onun başbakanını 'dönemin başbakanı' diye adlandırarak iktidardan uzaklaştırmak istedi. Yanında kim vardı; Kılıçdaroğlu vardı. Nerede vesayet varsa, nerede darbe varsa onun yanında CHP var." diye konuştu.

Aralarında Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın da gözaltına alındığı medya operasyonuyla ilgili de konuşan Davutoğlu, "Şimdi, bugün o paralel çeteyle ilgili yürütülen soruşturma çerçevesinde bir takım adımlar atılınca yine onlardan önce Kılıçdaroğlu konuşuyor. Çünkü onların kültüründe vesayet var. 'Hiçbir şeyden korkmuyoruz' diyenler, 'her şey açıklansın' diyenler, niçin bugün telaş içindeler? Neden bir takım yaygaralarla, bir takım şüphelerle yürütülen bir soruşturmayı etkilemeye çalışıyorlar. Beklesinler. Ama şunu da bilsinler ki, bu devletin kurumlarına sızıp, başbakanını, cumhurbaşkanını, devletin en mahrem toplantılarını dinleyenler, MİT Müşteşarlığı'na dönük operasyona kalkışanlar, Suriye'de mazlumlara yardıma giden TIR'ları durdurup, ülkemizi dünyaya şikayet edenler, bunların karşılıksız kalacağını düşünmesinler. Biz bu emaneti milletten aldık, can emanetini Allah'tan, iktidar emanetini milletten aldık. Her ikisini de ancak Allah'ın ve milletin takdiriyle veririz.Bizim dönemimizde ülke demokratikleşti, özgürleşti. Hiç kimseye yürüttüğü faaliyet dolayısıyla herhangi bir önyargıyla bakmadık. Ta ki hizmet görüntüsü altında birileri eğer bürokrasiyi kontrol etmek üzerinden ülkenin seçilmiş iktidarına savaş ilan etmişse o andan itibaren durum değişti. O andan itibaren bize tevdi edilen milli irade emanetini sonuna kadar savunmak boynumuzun borcudur. Türkiye'de milli irade ile işbaşına gelmiş, bir iktidarın başbakanına 'dönemin başbakanı' diye dosyalar hazırlayanlar varsa işte onlar bugün de yarın da millet ve tarih önünde hesap vereceklerdir."

Ahmet Davutoğlu, konuşmasının sonunda 2015 seçimleri için partililerden çalışma sözü olduktan sonra konuşmasını bitirdi.



http://www.haber3.com/14-aralik-operasyonu-son-gelismeleri-3077871h.htm#ixzz3LtbBdV6k
» Devamını Görmek İçin Tıklayınız «

MHP'Lİ OKTAY VURAL: ZAMANLAMA MANİDAR

İstanbul'da gazetecilerin de gözaltına alındıkları operasyonlar konusunda MHP'den ilk tepki, "zamanlama manidar" oldu. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural Hürriyet'e yaptığı açıklamada, "operasyon 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk çetesinin yaptığı darbelerden biri. Amaç; halkın haber alma özgürlüğünü ortadankaldırmak" dedi.

Vural, şöyle konuştu;

"Daha önce hukuka darbe yapmışlardı. Adli kolluğa darbe yaptılar. parlamentoda milletvekillerinin rüşvet ve yolsuzluk dosyalarında inceleme yapmasını, soru sormasını engelleyerek egemenliğe darbe yaptılar. Şimdi de açıkçası medyaya baskı yapmak suretiyle doğrudan doğruya bu süreci halktan gizlemek istiyorlar. Halktan bilgi gizlemeye çalışanlar, halktan korkanladır. halkın bilgi almasından korkanlardır."

Vural, bugün yapılan operasyonların iki amacı olduğunu belirterek, bunları şöyle sıraladı;
* Rüşvet ve yolsuzluk çetesinin üstünü örtmek
* Özgürlük ve demokrasi düşmanı bir anlayışla doğrudan doğruya meydaya baskı kurup, korkutup sindirmek.

Daha önce de 17-25 Aralık süreciyle ilgili TBMM'de kurulan Meclis soruşturma komisyonu çalışmaları ile ilgili olarak yayın yasağı koyulduğunu da hatırlatan Vural, "meclis soruşturmasıyla ilgili yayın yasağı koyan siyasileştirilmiş yargı, yine aynı şekilde, bu süreci unutturmak için bu operasyonu. Zamanlaması açısından manidar" dedi.
HÜRRİYET
» Devamını Görmek İçin Tıklayınız «