İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen "14 Aralık Soruşturması" nın 4 yıl önce, 2010 yılında gerçekleştirilen bir terör operasyonundaki çelişki ve bulgulara dayandığı ileri sürülüyor. Söz konusu operasyon İstanbul ağırlıklı olmak üzere 22 Ocak 2010'da "El-Kaide" ye yönelik düzenlenmişti.
OPERASYONUN ADI 2 GÜNDE DEĞİŞTİ
İddiaya göre 2010 yılındaki bu operasyon "Tahşiyeciler" grubuna yönelik başlatıldı.. Mahkemeden dinleme kararı alındıktan 2 gün sonra resmi evraklarda operasyonun adı "El-Kaide yanlısı Mehmet Doğan grubu" olarak değişti.
İşte bu çelişkinin "14 aralık operasyonu"nda gözaltına alınan şüphelilere yöneltilecek sorulurdan biri olduğu öğrenildi.
"FARKLI" OPERASYONLARDA "AYNI" BOMBA
Günlerdir konuşulan ancak ve bugün operasyonlara dönüşen soruşturmanın delillerden birinin "aynı" sis bombalarının "farklı" operasyonlarda ele geçirildiğinin belirlenmesinin olduğu belirtiliyor. .
AYNI BOMBA HEM ZİR VADİSİNDE HEM BAHÇELİEVLER'DE
2010 yılında gruba yapılan baskınlarda ele geçirilen sis bombasıyla "Zir Vadisi"nde yapılan kazılarda bulunan sis bombasının seri numaralarının aynı olduğu belirtiliyor. Biri "Ergenekon" diğeri "El - kaide", birbirinden çok farklı gruplara yönelik operasyonlarda tek bir bombanın 2 kez bulunmasının "14 aralık soruşturması" nin dikkat çekici delilleri arasında olduğu belirtiliyor. Zir Vadisi'nde bulunan sis bombasının gruba yönelik Bahçelievler'de bir evde yapılan aramada yine bulunduğu iddia ediliyor.
İKİ KERE BULUNAN BOMBA İDDİASI
Yine Kartal'da 2009 yılında bir operasyonda ele geçirilen bir başka el bombasının seri numarasının, bu gruba yönelik düzenlenen operasyonda bulunan bir el bombası ile aynı olduğu belirtiliyor.
GÜLEN'İN TALİMATIYLA YÖNLENDİRME İDDİASI
Öte yandan Hidayet Karaca'nın, Fettullah Gülen'den aldığı talimatlarla "Şefkattepe" ve "Tek Türkiye" dizilerinin temasına müdahale edildiğinin ileri sürüldüğü soruşturmada bazı gazetecilerin geçmiş dönemde yapılan operasyonların başlangıcı ve gelişmesiyle ilgili maksatlı değerlendirmeler yaptığının iddia edildiği ileri öğrenildi.
2010 YILINDAKİ OPERASYON
"14 aralık operasyonları" nın dayandığı belirtilen söz konusu operasyon ve sonuçları dönemin valisi Muammer Güler, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve İl Jandarma Komutanı Dr. Kurmay Albay Hamza Celefoğlu'nun hazır bulunduğu açıklamayla duyuruldu..
57 GÖZALTI, EL BOMBASI, TABANCA
Ankara, Erzurum, Kayseri, Kırıkkale, Muş, Niğde ve Samsun İl emniyet müdürlükleriyle birlikte ortaklaşa düzenlenen operasyonda 57 kişi gözaltına alındı.. Operasyonda, 3 adet el bombası, 1 adet sis bombası, 7 tabanca ile fişek, hançer, kılıç ve örgütsel döküman ele geçirildiği açıklandı.Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sorgulanan şüpheliler arasında Emekli imam Mehmet Doğan da bulunuyordu. Gözaltına alınan Doğan'ın, grubun lideri olduğu ileri sürüldü.
İzmir'de 14 Aralık Operasyonuna Tepki
CHP'Lİ MOROĞLU DESTEK İÇİN ADLİYEYE GELDİ
CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu da İzmir Adliyesi önünde toplanıp, İstanbul merkezli olarak yürütülen 14 Aralık Operasyonu'na tepki gösteren gruba destek verdi. Burada kalabalığa seslenen CHP'li Moroğlu, şunları söyledi:
"İnancınız, cinsiniz, ırkınız ne olursa olsun, haklı davanıza destek olmak için buradayım. Yıllardır, 'Adalet, insan olan herkesin en doğal hakkıdır' diye sokaklarda olduk. 'Özgürlük, insan olan herkese lazımdır' diye her zaman adliye binaları önünde olduk. Sizin özgürlük talebiniz bizim özgürlük talebimizdir düşüncesine inandığımız için buradayım. Bu operasyon Türkiye demokrasisine ve özgürlüğüne karşı yapılmış bir operasyon ve darbedir. Darbeler daha önce yapıldığı gibi silahlı güçle yapılmıyor. Polis, iktidar ve özgürlük kisvesi altında da yapılmaya devam ediyor. Bu operasyonla ilgili arkadaşlarımız Meclis'te üç gün önce sorduklarında, bazen gülen bazen de ağlayan Bakan, 'Umarım olmaz, böyle bir şeye ihtimal vermiyorum' demişti, ama hepimiz biliyoruz ki yolsuzlukların üzerini örtmek için basına operasyon yapılıyor. Basın susturulduğu zaman bilin ki hepiniz susturulmuşsunuzdur. Basın susturulduğu zaman Türkiye'de örgütlenme, inanç, ifade ve gösteri özgürlüğünün bir anlamı kalmaz. Umarım Türkiye bu beladan 2015'te kurtulur. Türkiye'nin bu beladan sadece bir kesimin gücüyle kurtulamayacağını bilmemiz gerekiyor. Artık Türkiye'de vicdansızlar bir tarafta vicdanlılar bir tarafta olacak. Biz her zaman vicdanlıların tarafındayız. Bugün Başbakan olanlar, bugün Cumhurbaşkanlığı kisvesi altında diktatörlük yapanlar, bu apoletleri söküldüğünde hiçbir şey olmadıklarını anlayacaklar."
CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu'nun destek ziyaretinin ardından ayrılırken, adliye önünde bekleyenler de akşam saatlerinde dağıldı.
Davutoğlu'ndan operasyon yorumu: Beklesinler
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Şimdi, bugün o paralel çeteyle ilgili yürütülen soruşturma çerçevesinde bir takım adımlar atılınca yine onlardan önce Kılıçdaroğlu konuşuyor. Çünkü onların kültüründe vesayet var. 'Hiçbir şeyden korkmuyoruz' diyenler, 'her şey açıklansın' diyenler, niçin bugün telaş içindeler? Neden bir takım yaygaralarla, bir takım şüphelerle yürütülen bir soruşturmayı etkilemeye çalışıyorlar. Beklesinler." dedi.
Ahmet Davutoğlu, partisinin Adıyaman 5. Olağan Kongresi'ne katıldı. Kongrede partililere seslenen Davutoğlu, Osmanlıca tartışmaları sırasında kullandığı ifadeler nedeniyle eleştirdiği CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu özür dilemeye çağırdı.
17-25 Aralık operasyonlarıyla AK Parti'ye komplolar kurulduğunu öne süren Davutoğlu, "Bu komplolar üzerinden bürokrasiye sızmış olan bir paralel çete, bürokrasi içindeki bağlantılarıyla, dışarıdaki irbatlarıyla, yurt dışındaki bağlantılarıyla, milli iradeyle iktidara gelmiş olan AK Parti'yi ve onun başbakanını 'dönemin başbakanı' diye adlandırarak iktidardan uzaklaştırmak istedi. Yanında kim vardı; Kılıçdaroğlu vardı. Nerede vesayet varsa, nerede darbe varsa onun yanında CHP var." diye konuştu.
Aralarında Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın da gözaltına alındığı medya operasyonuyla ilgili de konuşan Davutoğlu, "Şimdi, bugün o paralel çeteyle ilgili yürütülen soruşturma çerçevesinde bir takım adımlar atılınca yine onlardan önce Kılıçdaroğlu konuşuyor. Çünkü onların kültüründe vesayet var. 'Hiçbir şeyden korkmuyoruz' diyenler, 'her şey açıklansın' diyenler, niçin bugün telaş içindeler? Neden bir takım yaygaralarla, bir takım şüphelerle yürütülen bir soruşturmayı etkilemeye çalışıyorlar. Beklesinler. Ama şunu da bilsinler ki, bu devletin kurumlarına sızıp, başbakanını, cumhurbaşkanını, devletin en mahrem toplantılarını dinleyenler, MİT Müşteşarlığı'na dönük operasyona kalkışanlar, Suriye'de mazlumlara yardıma giden TIR'ları durdurup, ülkemizi dünyaya şikayet edenler, bunların karşılıksız kalacağını düşünmesinler. Biz bu emaneti milletten aldık, can emanetini Allah'tan, iktidar emanetini milletten aldık. Her ikisini de ancak Allah'ın ve milletin takdiriyle veririz.Bizim dönemimizde ülke demokratikleşti, özgürleşti. Hiç kimseye yürüttüğü faaliyet dolayısıyla herhangi bir önyargıyla bakmadık. Ta ki hizmet görüntüsü altında birileri eğer bürokrasiyi kontrol etmek üzerinden ülkenin seçilmiş iktidarına savaş ilan etmişse o andan itibaren durum değişti. O andan itibaren bize tevdi edilen milli irade emanetini sonuna kadar savunmak boynumuzun borcudur. Türkiye'de milli irade ile işbaşına gelmiş, bir iktidarın başbakanına 'dönemin başbakanı' diye dosyalar hazırlayanlar varsa işte onlar bugün de yarın da millet ve tarih önünde hesap vereceklerdir."
Ahmet Davutoğlu, konuşmasının sonunda 2015 seçimleri için partililerden çalışma sözü olduktan sonra konuşmasını bitirdi.
http://www.haber3.com/14-aralik-operasyonu-son-gelismeleri-3077871h.htm#ixzz3LtbBdV6k