Şanlıurfa'ya gelen Doğu Türkistanlı bir genç, Çinlilerin kendilerine akıl almaz baskılarını ve zulümlerini anlattı.
Uygur Türklerinin yaşadığı Doğu Türkistan'da, Çin'in akıl almaz baskıları ve zulmü devam ediyor. Dini vecibelerin
yerine getirildiği Ramazan ayında başlayan toplu katliamların ardından bayramda bir evde bayramlaşma yapıldığı için "ayaklanma" denilerek Çin polise yine bir katliama sebep olmuştu. İletişimin de yasak olduğu Doğu Türkistan'dan haber almak çok güç.
EVDE KUR'AN BULUNDURMAK SUÇ
Şanlıurfa'ya gelen ve isminin yayınlanmasını istemeyen bir Doğu Türkistanlı genç, Gazete İpekyol'a ülkesindeki insanların akıl almaz işkencelere ve zulümlere maruz kaldığını anlattı. Çin'in Uygur Türklerine getirdiği yasakların tamamen İslamiyeti yaşamalarına engel olmak amacıyla olduğunu kaydeden genç, evlerine baskın yapan Çinli polislerin en başta Kur'an-ı Kerim aradığını, ev ahalisinin evde Kur'an bulunmadığını belirtmesi üzerine, beraberlerinde getirdikleri elektronik cihazlarla arama yaptıklarını, bulmaları halinde evdekileri gözaltına aldıklarını belirtti.
UZUN ETEK GİYMEK BİLE YASAK
Çin Devleti baskısının artarak devam ettiğini kaydeden Doğu Türkistanlı genç, sekiz Uygur Türkünün idam edilmesinin ardından bu sefer de Aksu şehrinde sebepsiz yere üç kişinin Çin polisi tarafından öldürüldüğünü ifade etti. Tüm bunların başka ülkelere duyurulmasının engellendiğini de belirten genç, cezası ölümle dahi sonuçlanabilen ülkesindeki yasakları şöyle sıraladı: "Kadınların başörtüsü ve uzun etek giymesi, erkeklerin de bıyık ve sakal bırakması yasak. 18 yaşın altındaki çocukların mescid ve camilere gitmesi, namaz kılması yasak. Memurların da namaz kılması yasaklandı. Bu yasakların uygulaması çok korkunç oluyor. En kötüsü de tüm dünya bu zulümlere sessiz kalıyor."
(Kaynak:Gazeteİpekyol)
